T.C                    
 SAĞLIK 
BAKANLIĞI
ÇÖŞNÜK 2 NOLU
AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ

GEBE SAĞLIĞI

Gebelik Öncesi Muayene ve Danışmanlık

İdeal olan gebe kalmak istediğiniz zamandan 3 ay öncesinde, doktora gidip bir ön görüşme yapmanızdır. Bu görüşmede, eşiniz veya sizin ailenizde kalıtsal bir hastalığın varlığı; daha önce geçirdiğiniz hastalıklar veya operasyonlar, gebelik sırasında sorun oluşturabilecek annenin bilinen bir rahatsızlığının olup olmadığı, sorgulanacaktır. Bu sırada; kullandığınız ilaçlar, sigara alışkanlığı, mesleğiniz, önceki gebeliklerinizle ilgili bilgiler (doğum, düşük, kürtaj, gebelik sırasında ortaya çıkmış problemler, bebeklerin doğum kiloları, doğum haftaları, doğum şekli) gibi sorgulamalar da doktora gebelikte risk oluşturacak durumlar hakkında ipuçları verecektir.

Gebelik Öncesi ve Gebelikle İlgili Yararlı Bilgiler

Muayene sonrasında bazı laboratuvar incelemeleri yapılabilir.Daha önceden bilinmiyorsa gebe ve eşinin kan grubu,Tam kan sayımı ,Tam idrar tetkiki ,Toksoplazma ve Rubella (kızamıkçık) tetkikleri ,Hepatit B taşıyıcılığı araştırılır. Kan biyokimyasında kan şekeri, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ile ilgili testler genellikle öyküde şüpheli bir durum varsa yapılır. Ayrıca, öyküde elde edilen pozitif bulguları netleştirmek için gerektiği taktirde başka tetkikler de önerilebilir (örneğin adet düzensizliğinde hormonlar, tiroid fonksiyon testleri vb).
Kızamıkçık ve toksoplazma erken gebelik sırasında geçirildiği taktirde bebekte bazı ciddi problemlere yol açabilecek enfeksiyon hastalıklarıdır.Bu hastalıklarla ilgili detaylı bilgi verilir.

Gebeliğin erken döneminde folik asit eksikliği bulunması bebeklerde "nöral tüp defekti" denilen omurilik kanalının embriyolojik hayatta normal kapanamaması ile sonuçlanan anomalilere yol açabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle, gebe kalmayı planlayan kadınlara folik asit verilmesi önerilir.

Gebelik Belirtileri

Düzenli adet gören, üreme çağındaki bir kadında, beklenen adetin gecikmesi çoğunlukla gebeliğin ilk habercisidir. Özellikle sabahları olan, akşama azalan bulantı ve kusmanın yanı sıra; yemek kokularına tahammülsüzlük, normal yiyecekler dışındaki maddelere karşı ( kül, kil, kireç, gibi ) yeme isteği ilk gebelik belirtilerindendir. Bu belirtiler çok hafif olabileceği gibi, gebe kadının beslenmesini engelleyecek kadar şiddetli seyredebilir.Gebelikte östrojen hormonun fazla salgılanmasına bağlı olarak, vaginal akıntı artar. Akıntı, yumurta akı kıvamında ve kokusuzdur. Vücudun ; koltuk altı, yüz, göbek çevresi, meme başı çevresi, göbek altı orta hat gibi bölgeleri hormonların etkisiyle koyulaşır.Göğüslerde dolgunluk ve hassasiyet,sık sık idrara çıkma ,tükürük salgısında artış, halsizlik, yorgunluk, uykuya eğilim gebeliğin subjektif belirtilerindendir.

Kesin gebelik tanısı için bebeğin ultrasonografi ile görüntülenmesi veya bebek kalp sesinin duyulabilmesi gerekir. Vagina yolu ile yapılan ultrasonografi ile 6. gebelik haftasında, bebeğin kalp atışı ve bebeğin kendisi ekranda görülebilir. Vagina yolu ile yapılan ultrasonografi gebeliğe zarar vermez. En erken kesin gebelik tanısı bu yöntem ile konur.Gebeliğin 10. haftasından itibaren doppler aletleri ile duyulabilir

Gebelik boyunca vücudumuzda ne gibi değişiklikler meydana gelir?

Anne adayı hem bebeğin ve plasenta ile eklerinin ağırlığından dolayı hem de kendisinde yağların artması, kan hacminin artması ve memelerdeki, rahimdeki büyümeden dolayı kilo alır.

Gebelikte anne vücudunda su tutulumu artar.

Gebelikte kanda trigliseridler ve kolesterol ve serbest yağ asitleri artar.

Demir ihtiyacı artar ve besinlerle karşılanamaz hale gelir, ek demir hapları gerekir.

Normalde bir kadında 3.5 litre olan kan volümü gebede yaklaşık 5 litre olacak kadar artar.

Gebelikte kanda beyaz küre (lökosit) artışı olur.

Sedimentasyon hızı yükselir.

Gebelikte kanda pıhtılaşmaya eğilim artar.

Gebelikte kalp atım hızı 10 atım/dakika artar. Kalbin pompaladığı kan miktarı artar.

Gebelikte göğüs kafesi genişler, diafram yükselir.

İdrarla az miktarda glikoz (şeker) atılması gebelikte normaldir.

Uterusun (rahmin) yaptığı baskıya bağlı ve progesteron hormonunun etkisinden dolayı idrar yolarında (üreterlerde) genişleme meydana gelebilir.

Günlük idrar çıkışı artar ve sık idrara çıkma meydana gelir.

Diş eti hipertrofisi (epulis) ve kanaması meydana gelebilir.

Burun mukozasındaki ödem nedeniyle burun kanamaları görülebilir.

Mide içeriğinin geri ağıza doğru gelmesiyle göğüste yanma , gebelik reflüsü meydana gelebilir.

Gebelikte hemoroidler (basur) artabilir.

Omurganın bel bölümünde eğim artar (lordoz) .

Gebelikte akciğerlerde nefes alma kapasitesi artar.

Böbreklerin kanı temizleme hızı artar.

Ciltteki değişiklikler:

Striae gravidarum (karında oluşan çatlaklar)

Kloazma (melasma gravidarum,) (yüzde oluşan koyu kahverengi gebelik maskesi)

Linea nigra; linea gravidarum;karın orta hattında oluşan koyu kahverengi çizgi

Diastasis rekti;karın orta hattındaki fizyolojik kas ayrıması, zayıflaması

Vasküler spider;kılcal damarların cilt yüzeyinde örümcek ağı şeklinde belirgin hale gelmesi

Palmar eritem; avuç içi kızarıklığı

Memelerdeki değişiklikler:

Ağrı hassasiyet

Özellikle 2. aydan itibaren memelerde büyüme başlar

Meme başı büyür ve koyu renkli hal alır.

Kahverengi kısım genişler ve koyulaşır.

Gebelik Takibi ve Muayeneleri

Gebeliğin 11-13. haftalarında ultrasonla yapılan özel bir muayene olan ense kalınlığının ölçümü ile bebekte zeka geriliğinin sebebi olan Down sendromu taranır. Bu haftada ikili test denen bir yöntem de anne kanında bakılan bazı maddelerle Down sendromu için risk varsa bunu ortaya koyabilmekte ve ense kalınlığı ölçümünün tanı değerini artırmaktadır.

15-18. haftalarda yapılan "üçlü tarama testi" ile Down sendromu taraması yanında nöral tüp defekti yani bel kemiğinde açıklık taraması da yapılır. Bu haftada ultrason ile detaylı ilk anomali taraması yapılacaktır. Üçlü tarama testin sonucunda risk belirlenirse veya ileri anne yaşı açısından risk varsa (35 yaş üzeri anne adayı) amniyosentez ile genetik inceleme bu haftalarda yapılır.

20-24. haftalarda ultrason ile detaylı anomali taraması yapılır.

Bunun dışında, 24. hafta civarında gizli şeker tarama testi yapılır. 50 gr glikoz ile yapılan bu testte glikoz içildikten 1 saat sonra kan şekeri ölçülür. Bu test üçlü test gibi bir tarama testidir. Eğer bunun sonucu anormal çıkarsa (140 mg/dl'nin üstü) tanı testi için 3 saatlik 100 gr glikoz testi yapılır. Bu testte açlık, 1., 2. ve 3. saat kan şekerleri sonuçlarına göre değerlendirme yapılır. Tam kan sayımı da bu haftada gerek görülürse tekrarlanabilir. Ayrıca, gebelik başında yapılan Toksoplazma ve Rubella testlerinde antikorlar negatif ise yani bağışıklık yoksa bu haftalarda bu testler de tekrarlanabilir. Kan uyuşmazlığı olanlarda 28. haftada İndirekt Coombs testi uygulanır. Etkilenme yoksa sonraki etkilenme riskini önlemek için koruyucu amaçlı kan uyuşmazlığı koruyucu aşısı yapılır.

32-36 hafta arasında artık 2 haftada bir, 36 haftanın üstünde haftada bir kontrollere geleceksiniz. Normal doğumun beklendiği olgularda 40 haftanın üstündeki gebeliklerde bu sıklık haftada 2 gün olabilir. Bu haftalardan sonra bebek iyilik testleri gerekirse daha önce yapılmaya başlanır.

Doğum belirtileri daha önce başlamamışsa 38 haftada vajinal muayene ile bebeğin doğum kanalına girip girmediği, rahim ağzında açıklık olup olmadığı, normal doğum için bir engel olup olmadığı değerlendirilir. Doğum işaretleri ve acil durumlar hakkında anne adayı bilgilendirilir.

 

Gebelikte Beslenme

Annenin gebelik boyunca yeterli ve dengeli beslenmesi gereklidir. Zaman zaman hastalara verilen "1 avuç ceviz , 1 kibrit kutusu peynir, 5 tane erik'' gibi katı diyet reçeteleri hiç bir bilimsel fayda sağlamaz. Gerekirse diyetisyenler ; kişiye özel, esnek ve rahatlıkla uygulanabilir diyet önerileri yapabilirler. Burada amaç, temel kuralları öğretmek ve buna uygun olarak dengeli beslenme alışkanlığını kazandırmaktır.
Tüm gebelik boyunca alınması gereken kilo 12-14 kg.dır. Bunun üzerinde alınacak kilolar doğum ve loğusalıktan sonra size gebeliğinizin hediyesi olarak kalır. Gebelik sırasında gereksinim duyduğunuz kalori miktarı da bir miktar artar. Gebe olan ile olmayan kadınlar arasındaki kalori gereksinimi farkı sadece 300 kaloridir ve bu her öğünde 1-2 kaşık fazla yenilerek karşılanabilecek bir farktır. Gebelikte ilk üç ayda 0,5-1 kg, sonraki aylarda ise ortalama 1.5-2.0 kg, ağırlık kazanması uygundur. Eğer, dengeli ve yeterli beslenme alışkanlığı edinilirse zaten gebelikte alınması gereken kilolar düzenli olarak alınır.

Gebelikte beslenmenin önemli prensiplerinden birisi günlük öğün alışkanlığının yeniden düzenlenmesidir. Gebelikte önerilen üç ana ve 3 ara öğündür. Bu yaklaşım gebeliğin erken döneminde bulantı ve kusma şikayetlerinin daha az görülmesine yardımcı olur. Öğünlerin bu şekilde ara öğünlerle desteklenerek bölünmesi ilerleyen gebelik haftalarında ise mide yanması ve reflü gibi şikayetleri azaltır.
Gebelik öncesine göre ek olarak günlük 20 gr. protein, 15-20 mg. demir, 500 mg. kalsiyum ve ortalama 300 kalorilik enerji alınması gereklidir.

Hamur işlerini düşük miktarlarda tüketmelisiniz. Buna karşın, aşırı kilo almayı önlemek için karbonhidratlı besinleri diyetten tamamen çıkarmak da yanlıştır. Eğer karbonhidratlar yetersiz alınırsa vücudunuz enerji sağlamak için proteinleri ve yağları yakmaya başlar. Böyle bir durumda bebeğinizin beyin ve sinir sistemi gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle hamilelikte karbonhidrattan fakir diyet önerilmez. Pirinç, un, bulgur biri kompleks karbonhidrat kaynakları anne için enerji kaynağı olmanın yanı sıra B grup vitaminleri ve çinko, selenyum, krom, magnezyum gibi eser elementleri bol miktarda ihtiva ederler. Ancak karbonhidratlar fazla miktarda tüketildiğinde ise bebek açısından ekstra bir yarar sağlamadıkları gibi sadece anne adayının aşırı kilo almasına neden olurlar.
Proteinler saç telinden tırnağa kadar vücutta bulunan tüm hücrelerin yapı taşı oldukları gibi beyin ve sinir sisteminin gelişimi içinde yaşamsal öneme sahiptirler. Bu nedenle hamile kadınların günde 60-80 gram protein almaları önemlidir. Proteinin ana kaynağı hayvansal gıdalardır. Et, kümes hayvanları ve balık proteinleri içerirler. Bunun yanı sıra süt ve süt ürünleri de hayvansal protein kaynaklarıdır. Bitkisel ve hayvansal proteinler eşit oranlarda tüketilmelidir. Protein gereksinimi her gün 1 yumurta, 2 bardak süt, süt ürünleri, baklagiller (fasulye, mercimek, nohut vb) ve et ürünleri ile karşılanabilir. Kırmızı etin yağlı olmamasına dikkat etmek gerekir. Günde içilen 2 bardak süt bebeğe gerekli kalsiyumu karşılamakta da yeterlidir. Laktoz intoleransı nedeniyle süt içemeyenler bunun yerine peynir ya da yoğurt yiyebilir.

Gebelikte oluşan krampları engellemek için Magnesium takviyesi yapılmalıdır.Gebeliğin başında folik asitli bir multivitamin ve 3. gebelik ayından itibaren demir önerilir. Eğer, kansızsanız demir preparatları gebeliğin başından itibaren verilebilir. Siz de gebelikte artan demir gereksinimini karşılamak için pekmez, kuru üzüm, kırmızı et, yumurta, kuru baklagillerden zengin gıdaları tükebilirsiniz. Bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişmesi için özellikle gebeliğin ilk haftalardan itibaren her gün folik asit alınması çok önemlidir. Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır, ancak uzun süreli pişirmeler ve uzun süre bekleyen gıdalardaki miktarını azaltır. En çok ıspanak, yer fıstığı, fındık, karnıbahar, kepekli ekmekte mevcuttur. Yine annenin kalp damar sağlığı ve bebeğin beyin ve sinir gelişimi için Omega-3 ve 6 yağ asitlerini içeren ; balık,ceviz,badem,fındık,semiz otu gibi besinleri tüketmek te faydalıdır.
En önemli konulardan biri de gebelik boyunca bol bol sıvı almaktır. Yeterince sıvı almak, özellikle gebelikte sık görülen idrar yolu enfeksiyonu, erken doğum tehdidi, bebeğin içinde bulunduğu sıvının azalması (oligohidramniyoz) gibi durumlarda faydalıdır. Özellikle, yaz günlerinde fazladan sıvı kaybı olduğu için yazın sıvı alımını daha da arttırmalısınız ek olarak sade ,katkısız ve güvenilir olan bir maden suyundan iki şişe kadar tüketmelisiniz. Bol sıvı yanında posalı gıdaların da tüketilmesi gebelikte sık görülen kabızlık şikayetlerini azaltır. Lifli gıdalar kepekli ekmek, yulaf ezmesi, barbunya, kepekli makarnalar, kayısı, kuru üzüm, bezelye, pırasa, esmer pirinç, ahududu ve kuruyemişte bol miktarda vardır.

Gebe kalmayı düşündüğünüz aylarda, bebeğe zarar verebilecek etkilerden uzak durmalısınız.

Tüm gebelik boyunca ve özellikle ilk 3 ayda sigara, alkol ve doktorunuzdan habersiz tüm ilaçlardan sakınınız.

Tüm gebelik boyunca kedi - köpek dışkısı, çiğ etten uzak durunuz.

Salata gibi çiğ yenen sebzelerin çok iyi yıkandığından emin olunuz.

Toprakla uğraşırken mutlaka eldiven giyiniz.

Çiğ olarak ya da tütsülenerek tüketilen deniz ürünlerinden uzak durunuz.

Aşırı doz A vitamini bebek için zararlı olabilir. Bu nedenlerle, doktorunuzun önermediği vitaminleri kullanmayınız. Ayrıca, karaciğerde de yüksek doz A vitamin bulunduğundan fazla tüketmemeye dikkat ediniz.

Asla pastörize edilmemiş süt içmeyiniz. Kullandığınız peynir ve diğer süt ürünlerin de pastörize edilmiş sütten yapıldığından emin olunuz.

Hazırlanışı ve saklanışı konusunda emin olmadığınız hiçbir besin maddesini yemeyiniz.

Aldığınız gıdaların taze olmasına dikkat edin. Konserve, beklemiş gıdalar ve içinde katkı maddeleri bulunarak saklanan gıdalar yerine taze ve doğal maddeleri tüketmeye özen gösteriniz.

Yediğiniz gıdalarda "çeşitliliğe" önem veriniz.

Çay, kahve, kola gibi kafein içeren içeceklerin tüketimini sınırlayınız. Günde 2-3 fincandan fazlası kullanmayınız.

Tuz gereksiniminizi iyotlu tuzla karşılayınız. Şiddetli iyot eksikliği bebekte zeka geriliğine yol açabilir. Aşırı iyot alımı ise fetal tiroid bezini baskılayarak fetusta guatra neden olabilir.

Gebelikte rejim yapmak kesinlikle yasaktır!

Gebelik süresince sigara ve alkollü içkilerden uzak durunuz!

Gebelik boyunca 12,5 kg alan bir kadın doğumdan 2 hafta sonra gebelik öncesi kilosuna göre yaklaşık 4-4,5 kg daha fazladır. Daha sonra doğum sonrası 6. aya kadar 2,5 kg daha verilir. Gebelikte alınan kilo önerilenden ne kadar fazla ise gebeliğin hediyesi olan kilolar o kadar fazla alacaktır. Kalan kiloları egzersiz ve diyet ile verebilirsiniz. Egzersizin bir sakıncası yoktur ama diyet için emzirme dönemi sonrasını, en azından bebeğin ek gıdalara başladığı 6. aydan sonrasını bekleyebilirsiniz.

NORMAL DOĞUMUN FAYDALARI (AVANTAJLARI)

Adından da anlaşıldığı gibi doğumun normal olanı normal doğumdur (diğer adı vajinal doğum), bu nedenle elbette sezaryen ameliyatı ile gerçekleşen doğumlara göre bazı avantajları, anne ve bebek açısından faydaları vardır.

Normal doğumun bebeğe faydaları:
- Normal doğum ile dümnyaya gelen bebeklerde solunum sıkıntıs gelişme riski daha azdır. Bunun nedeni bebeğin doğum kanalından geçerken uğradığı baskıdan dolayı akciğerlerindeki amnion suyunun atılması olarak düşünülmektedir.
- Bebeğin normal doğum sırasında doğum kanalından geçerken ağzı ile temas ettiği bakterilerin bağışıklık sisteminin gelişmesinde faydalı rol oynadığı düşünülmektedir.
- Normal doğumun ilerlemesi sırasında bebekte meydana gelen hormonal dalgalanmaların bebeğin doğumdan sonra anne ile bağlantı kırmasında faydalı olduğu düşünülmektedir. Normal doğum sırasında bebekte salgılanan endorfin hormonu (mutluluk) hormonu bebeğin kordon kanında tespit edilmiştir. Bu hormonlar bebeği dış ortama hazırlar.
- Normal doğum ile doğan bebeklerin anne memesini emme, memeye masaj yapma gibi becerilerinin daha iyi olduğu gözlemlenmiştir.
- Normal doğum sonrası anne ile bebek arasında cilt teması daha hızlı ve kolay gerçekleşir. Bu temas bebeğin anneye bağlanması ve gelişimi açısından çok önemlidir.
- Normal doğumla dümnyaya gelen bebekler sezaryen ile doğanlara göre yoğun bakıma daha az alınırlar. (Genellikle riskli doğumların sezaryenle gerçekleşmesinden kaynaklanabilir.)

Normal doğumun anneye faydaları:
- Normal doğumdan sonra annenin iyileşemesi ve günlük hayata dönme süresi çok kısadır.
- Normal doğum yapan anneler hastaneden daha kısa sürede taburcu edilirler. Bu hem sağlık açısından hem parasal açıdan anneye fayda sağlar.
- Normal doğum yapan bir anne büyük bir güven ve başarma duygusu hisseder.
- Normal doğumda sezaryene göre "doğum sırasında anne ölüm oranı" daha azdır.
- Normal doğum yapan annenin rahminde bir kesi veya hasar oluşmadığı için sonraki doğumlarını da normal yolla yapma şansı vardır. İleriki hayatında geçirebileceği karınameliyatları için bir risk taşımaz.
- Normal doğumda doğum sonrası enfeksiyon ve kanama benzeri komplikasyonlar dahaazdır.
- Normal vajinal doğum yapan annenin doğum sonrasın da ağrı şikayeti sezaryene göre çok azdır.

DOĞURGANLIK ÇAĞI(15-49 YAŞ)GEBE KADINLARDAKİ TETANOZ AŞI TAKVİMİ

 

DOZ SAYISI

UYGULAMA ZAMANI

KORUMA SÜRESİ

Td 1

Gebeliğin 4. Ayında-ilk karşılaşmada

Yok

Td 2

Td 1 den en az 4 hafta sonra

1-3 yıl

Td 3

Td 2 den en az 6 ay sonra

5 yıl

Td 4

Td 3 den en az 1 yıl sonra yada bir sonraki gebelikte

10 yıl

Td 5

Td 4 den en az 1  yıl sonra yada bir sonraki gebelikte

Doğurganlık çağı boyunca



Hava Durumu
Saat
AŞI TAKVİMİ
ÇALIŞMA SAATLERİ